Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şener Şen
İnsanımızda
ne varsa, onda da vardır. Bizden biridir. Güldürürken ağlatır,
ağlatırken güldürür. "Züğürt Ağa"mız, "Çıplak Vatandaş"ımız,
"Namuslu"muz, "Eşkıya"mız, "Muhsin Bey"imiz... "Hababam Sınıfı"nın
çapkınlığa, kurnazlığa soyunurken her seferinde başını derde sokan
beceriksiz jimnastik öğretmeni Badi Ekrem'i unutmak mümkün müdür?
Bıkmadan seyreder, elinde topuyla yandan yandan yürürken, bir yandan
genç güzel öğretmene göz süzüşüne kahkahayı basarsınız. Son yıllarda
yaş aldıkça daha da bilgeleşti. Karakter rollerine başrol değeri
kazandıran, dayanılmaz ağrılarına rağmen müzikalde oynama cesareti ve
isteğini gösteren oyuncumuzdur o. Her nevi özveriyi göze alarak sahneye
çıkmıştır. Son yıllarda bayağı azalttı oynadığı filmlerin sayısını.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Hababam Sınıfı
Nostaljik
tutkumuz. Defalarca okunan masallara doymayan çocuklar gibi, biz de
doyamayız Hababam Sınıfı'na. Yavaşladığında ağlatan, hızlandığında
güldüren efsane müziği; Tarık Akan, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Kemal
Sunal, Şener Şen ve Münir Özkul'a ne çok yakışır... Okul otoritesini
bize, yaramazlığı otoriteye sevdirir Hababam Sınıfı. Yeni versiyonları
ise ancak eskilerine sevgimizi artırır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Galata Kulesi
Bir uçuş düşünün masalı. Eski İstanbul'un
kanıtı. Ceneviz mirası. Kuleye çıktınız mı tüm şehir 360 derece
ayaklarınızın altındadır. Ağlayanlar, gülenler, suçlular, masumlar,
ilgisizler, sevgisizler, sevgililer. Haykırmamak için zor tutarsınız
kendinizi! "Hey İstanbul ben de buradayım!" diye. Ve işte o an
anlarsınız Hazerfen'i, neden süzülmek istedi İstanbul'un tepesinde...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Yaşar Kemal
Edebiyatıyla, romanlarıyla bir yandan
insanları sevmeyi öğretti, bir yandan da doğanın güzelliklerini tam da
bunları yitirmeye başladığımız yıllarda tekrar fark etmemizi sağladı.
Sonuçta insandan ve doğadan uzaklaşmış hayatımızın ne kadar
yoksullaşmakta olduğunu düşünmemizi sağladı. Yaşar Kemal, antik
çağlardan beri insanı ve doğayı sevmeden kendimizi yitirip gideceğimizi
fark etmemizi sağladı ve böyle devam ediyor
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İnsan
"Ben Tanrı Misafiriyim"
Kapı tık tık tıklatılır. Tanrı misafiri
gelmiştir. Galiba bir tek Türkiye'ye Tanrı misafiri gelir. Türkler, bu
dünyada misafir olduklarını iyi bilir. En azından bilmeleri gerekir.
Mevlânâ'dan Müslüm Gürses'e, hepsinin söylediği bu değil midir? Rakı
kebap efsanesi kadar, Türk misafirperverliği de bilinir. Beş çayı
misafirine börek açan anneden Şeker Bayramı şekeri reklam ailesine,
güney ellerinde yüzünü güneşe vermiş kahve köşesi dedesinden "bozuk
yoksa kalsın abla" minibüs şoförüne, dar sokaklarda hâlâ gazoz kapak
oynanan mahallelerinden Doğu sokaklarında şiir şiir bakan veletlerine
ve de Ferrari'sine LPG takan bilgelerine tabii... "Bir başkadır benim
memleketim insanı" diyerek, seviyor insan Türkiye'yi...
Hamsi
"Hamsi balık değil, ayrı bir mahlukattır."
Karadeniz'de bu
sözü sık sık duyarsınız. Hamsi sadece sofraları süslemekle kalmaz.
Şarkılar, türküler, fıkralar, atasözleri onunla doludur. Hamsisiz bir
öğün düşünülemez. Kahvaltıda yenir, reçeli bile vardır... Buğulamasını,
kızartmasını, pilavını, dolmasını yemeğe doyamazsınız. Artık çiftlik
çuprası ve çiftlik levreğinin işgal ettiği İstanbul ve Ankara'da da,
lüks lokantalarda bile deniz tadını veren ender balıklardan biridir...
Sonbaharın başında denizin soğumasıyla birlikte sahile eder. Şölen
marta kadar sürer. Ucuzdur, fakir yemeğidir... Ama zenginin sofrasından
da eksik olmaz...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Antalya
Hadrianus Kapısı'nı geç, aşağı doğru
yürü... Nefesini tut. İstersen yivli minareden in, eski limana çıkarken
nefesini tut. İster Kemer'e uzan, ister Belek'e... Beydağı orada hep,
merak etme. Bu kadar mı cömertliği tutmuş Tanrı'nın, bundan mı hafifçe
mahcubuz denizsiz ülkelilere, ondan mı bağırlara basarız onları da hiç
gitmek istemezler... Güzel Antalya. Bizim cennet bahçemiz, vizesiz.
Şener Şen
İnsanımızda
ne varsa, onda da vardır. Bizden biridir. Güldürürken ağlatır,
ağlatırken güldürür. "Züğürt Ağa"mız, "Çıplak Vatandaş"ımız,
"Namuslu"muz, "Eşkıya"mız, "Muhsin Bey"imiz... "Hababam Sınıfı"nın
çapkınlığa, kurnazlığa soyunurken her seferinde başını derde sokan
beceriksiz jimnastik öğretmeni Badi Ekrem'i unutmak mümkün müdür?
Bıkmadan seyreder, elinde topuyla yandan yandan yürürken, bir yandan
genç güzel öğretmene göz süzüşüne kahkahayı basarsınız. Son yıllarda
yaş aldıkça daha da bilgeleşti. Karakter rollerine başrol değeri
kazandıran, dayanılmaz ağrılarına rağmen müzikalde oynama cesareti ve
isteğini gösteren oyuncumuzdur o. Her nevi özveriyi göze alarak sahneye
çıkmıştır. Son yıllarda bayağı azalttı oynadığı filmlerin sayısını.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Hababam Sınıfı
Nostaljik
tutkumuz. Defalarca okunan masallara doymayan çocuklar gibi, biz de
doyamayız Hababam Sınıfı'na. Yavaşladığında ağlatan, hızlandığında
güldüren efsane müziği; Tarık Akan, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Kemal
Sunal, Şener Şen ve Münir Özkul'a ne çok yakışır... Okul otoritesini
bize, yaramazlığı otoriteye sevdirir Hababam Sınıfı. Yeni versiyonları
ise ancak eskilerine sevgimizi artırır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Galata Kulesi
Bir uçuş düşünün masalı. Eski İstanbul'un
kanıtı. Ceneviz mirası. Kuleye çıktınız mı tüm şehir 360 derece
ayaklarınızın altındadır. Ağlayanlar, gülenler, suçlular, masumlar,
ilgisizler, sevgisizler, sevgililer. Haykırmamak için zor tutarsınız
kendinizi! "Hey İstanbul ben de buradayım!" diye. Ve işte o an
anlarsınız Hazerfen'i, neden süzülmek istedi İstanbul'un tepesinde...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Yaşar Kemal
Edebiyatıyla, romanlarıyla bir yandan
insanları sevmeyi öğretti, bir yandan da doğanın güzelliklerini tam da
bunları yitirmeye başladığımız yıllarda tekrar fark etmemizi sağladı.
Sonuçta insandan ve doğadan uzaklaşmış hayatımızın ne kadar
yoksullaşmakta olduğunu düşünmemizi sağladı. Yaşar Kemal, antik
çağlardan beri insanı ve doğayı sevmeden kendimizi yitirip gideceğimizi
fark etmemizi sağladı ve böyle devam ediyor
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İnsan
"Ben Tanrı Misafiriyim"
Kapı tık tık tıklatılır. Tanrı misafiri
gelmiştir. Galiba bir tek Türkiye'ye Tanrı misafiri gelir. Türkler, bu
dünyada misafir olduklarını iyi bilir. En azından bilmeleri gerekir.
Mevlânâ'dan Müslüm Gürses'e, hepsinin söylediği bu değil midir? Rakı
kebap efsanesi kadar, Türk misafirperverliği de bilinir. Beş çayı
misafirine börek açan anneden Şeker Bayramı şekeri reklam ailesine,
güney ellerinde yüzünü güneşe vermiş kahve köşesi dedesinden "bozuk
yoksa kalsın abla" minibüs şoförüne, dar sokaklarda hâlâ gazoz kapak
oynanan mahallelerinden Doğu sokaklarında şiir şiir bakan veletlerine
ve de Ferrari'sine LPG takan bilgelerine tabii... "Bir başkadır benim
memleketim insanı" diyerek, seviyor insan Türkiye'yi...
Hamsi
"Hamsi balık değil, ayrı bir mahlukattır."
Karadeniz'de bu
sözü sık sık duyarsınız. Hamsi sadece sofraları süslemekle kalmaz.
Şarkılar, türküler, fıkralar, atasözleri onunla doludur. Hamsisiz bir
öğün düşünülemez. Kahvaltıda yenir, reçeli bile vardır... Buğulamasını,
kızartmasını, pilavını, dolmasını yemeğe doyamazsınız. Artık çiftlik
çuprası ve çiftlik levreğinin işgal ettiği İstanbul ve Ankara'da da,
lüks lokantalarda bile deniz tadını veren ender balıklardan biridir...
Sonbaharın başında denizin soğumasıyla birlikte sahile eder. Şölen
marta kadar sürer. Ucuzdur, fakir yemeğidir... Ama zenginin sofrasından
da eksik olmaz...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Antalya
Hadrianus Kapısı'nı geç, aşağı doğru
yürü... Nefesini tut. İstersen yivli minareden in, eski limana çıkarken
nefesini tut. İster Kemer'e uzan, ister Belek'e... Beydağı orada hep,
merak etme. Bu kadar mı cömertliği tutmuş Tanrı'nın, bundan mı hafifçe
mahcubuz denizsiz ülkelilere, ondan mı bağırlara basarız onları da hiç
gitmek istemezler... Güzel Antalya. Bizim cennet bahçemiz, vizesiz.
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Orhan Pamuk
Askeri darbenin üzerinden henüz iki yıl
geçmişti. İnce yapılı, hafif kambur duruşlu, dağınık saçlı genç adam
-romancı olmaya karar verdikten yedi yıl sonra- kitapçı vitrinindeki
romanına bakıyordu: "Cevdet Bey ve Oğulları." Cevdet Bey'in ardından
"Sessiz Ev", "Beyaz Kale", "Kara Kitap", "Yeni Hayat", "Benim Adım
Kırmızı", "Öteki Renkler", "Kar" ve "İstanbul" geldi. Ama en çok "Yeni
Hayat" romanının ilk cümlesiyle sevdik onu: "Bir gün bir kitap okudum
ve hayatım değişti." Milletçe tam olarak tadına varamasak da Nobel,
artık onun sayesinde Türk edebiyatının.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Türk kahvesi
Üç vakte kadar gelecek umutlarımız
saklıdır telvesinde. Aşkımız, paramız bir Türk kahvesi içimi sonrası
beliriverecektir fincanın içinde. Aslında adı Türk kahvesidir ama
Yemen'den gelmiştir bilindiğine göre. Dini ortamlarda, gece
zikirlerinde uyarıcı olarak kullanılmıştır ilk önce. Kahve, 1550'li
yıllarda İstanbul'a geldiğinde, Tahtakale'de hemencecik bir de
kahvehane açtırır kendine. Türk kahvesi denilmesinin nedeni aslında
pişirme yöntemidir. Pişirilip servis edilen Türk kahvesinin tortusu
fincanın dibinde kalır. Zaten çok sevdiğimiz, hiç değilse ahir hayatta
bir kere de olsa baktırdığımız kahve falının oluşması da bundan, bu
"bizim" olan ritüelden değil midir?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Türk kadınları
Nâzım Hikmet'in şiirinde dediği gibi,
onlar "Bizim kadınlarımız.... Anamız, avradımız, yârimiz..." Hiç
yaşamamış gibi öldüler evet, bilmedik çoğunu, görmedik, duymadık.
Sofradaki ekmeği kendi yemeyip çocuklarına veren annelerimiz. Beyaz
tenlerinde ruhumuzu dinlendirdiğimiz sevgililerimiz. Belki de bizim
gibi çok az ülkede kadın, sadece kadın olduğu için, dışlanıp, horlandı.
Onlar, buna inat, güçlerini kendilerinden alarak, yükseldi. Kimi Sabiha
Gökçen gibi göklerde istikbalimiz oldu. Kimi kadınımızın dillere destan
güzelliğini dünya önünde tescil ettirdi, Azra Akın gibi. Geniş
yüreğiyle sokaktaki sahipsiz çocuklara, hastalara, yaşlılara da ilk
önce onlar koştu. Eşlerinin başarılarının arkasında dururken gururla,
bir taraftan başarı listelerine girdiler
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tavla
Eğer zar tutmayı bilmiyorsan, düşeş
atarsın, yek gelir inadına. Hayat gibidir tavla, umduğunu değil,
bulduğunu oynatır adama. Şans oyunudur derler ya, aldanmayın
söyleyenlere. Çünkü tavla, çok olasılıklı bir strateji oyunudur.
Gürültücü ve kahkahacıdır. Hızlı oynanır. Bir tek, koltuğunun altına
alan bozulur oyunun sonunda ya; ona da vuslat bir başka bahara...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Bayramlar
Bayramlar eskiden tekdüze hayatlarımızda
bir keyif; siyah beyaz yaşamlarımıza renk; yoksulluğumuza bir
avuntuydu. O yüzden eski bayramlar çocukluğu hatırlatır; hüzünlüdür
biraz. Şimdi, bayramlar eski ihtişamından yoksun. Ama onun da çaresini
bulduk: Tatiller... Hele ki 9 günlükleri... Söylesenize kuzum, böyle
tatil kaç millete nasip ki?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Orhan Gencebay
"Sevgili Gönül dostlarım"
"Sevgili Gönül dostlarım, Ben Orhan
Gencebay. Yıllardır size seslenen, dertlerinizi, acılarınızı sizlerle
paylaşan, sizlerle ağlayıp sizlerle gülen, alkışlarınızla, ilginizle
büyüyün Orhan Gencebay. Gücünü sizden alan..." der Orhan Gencebay, 1998
tarihli, okkalı çift CD'li klasikleri girişinde. Bu klasikler gibi
Orhan Gencebay da bir klasiktir. Külttür, babadır, kibardır, doğudur,
Batı'dır, köylüdür, şehirlidir, "Şikâyeti Yaratana" bir müzik
filozofudur... "Besteleri kimimizin gençliğimize, anılarına, kimimizin
doğup büyümesine ve yaşamasına eşlik edebilmiş", Türkiye gibidir.
Türkiye, Orhan Baba için de sevilir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kebap
Şiş kebap - rakı...
Uzun yıllar ülkemize gelen turistler, bu ikiliyi dillerinden düşürmedi.
Bırakalım onlar kebabı şişle sınırlandırsın. Biz biliyoruz ki kebabın
yüzlerce çeşidi var. Ve ne mutlu ki her restoran giderek uzmanlaştı.
Artık Adana'sı, Antep'i, Kilis'i, Urfa kebabını en özgün tadıyla
yiyebileceğimiz onlarca güzel mekân var.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İzmir'in kızları
Diyor ki Cahit Külebi:
İzmir'in denizi kız
Kızı deniz
Sokakları hem kız
Hem deniz kokar!
Peki nedir İzmir'in kızlarını ayrıcalıklı
kılan? Hemen söyleyelim: Her daim bakımlıdırlar ama sadece dışı güzel
değildir İzmir kızlarının, içleri de güzeldir. Akdeniz'in hemen dibinde
yaşarlar; ama ne ani öfkelenir, ne hemen unuturlar. Bir de İzmir'in
kızları hayattan alabildikleri kadar keyif almak ister. Alamazlarsa...
"Ziyanı yok bugün olmaz belki yarın" derler... Hayal gibidir biraz da
İzmirli kızlar; her aradığında bulamazsın onları; her bulduğunda da
alamazsın...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mavi yolculuk
Mavi gezinin
yapılabileceği mevsim, haziran ayından ekim sonuna dek uzanır. Yaz
ayları açık havada, güvertede yatmak için en elverişli aylarsa da, güz
ayları denizlerin en sakin ve balığın en bol olduğu zamanlardır...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Rakı
Tekerlekten sonraki en yararlı ve
yaratıcı, en eşitlikçi buluş... Bir içecek, el kadar yeşilliğin
üstündeki gazete kâğıdına da, süt beyazı kolalı keten örtüye de bu
kadar mı yakışır? Balığa da, maviye de, camsız meyhaneye de... Dilleri
bülbül eder, milleti şair eder, alfabemizin az kullanışlı harfini abad
eder... Aman saki... Canım saki... Doldur doldur da verr...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yeşilçam sineması
Kimler gelip geçti o beyaz perdenin
önünden. Kara Murat'ı, Tarkan'ı, yakışıklı esas oğlanları, aşkından,
hicranından 'ince' hastalığa tutulan güzel kızları... Kendi derdimizi,
aşkımızı mutlu sonlarında unuttuğumuz bizim sinemalarımız. Aşklarıyla
oturup ağladığımız âşıklar, sonra bizi birbirimize bağlayan Münir
Özkul'lu, Adile Naşit'li aile melodramları. Ve Kemal Sunal'lı, Halit
Akçetepe'li komediler... Kimi zaman Aliye Rona'lar, Erol Taş'lar oldu,
sinirlenip kızdığımız. İyisiyle, kötüsüyle, trajik ve komiğiyle Türk
sineması, bu toprakları çok güzel anlattı.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Nazım Hikmet
Memleketimi seviyorum
Çınarlarında kolan vurdum,
hapishanelerinde yattım./Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı/memleketimin
şarkıları ve tütünü gibi./Memleketim./Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve
Sakarya,/kurşun kubbeler ve fabrika bacaları/benim o kendi kendinden
bile gizleyerek/sarkık bıyıkları altından gülen halkımın
eseridir./.../Memleketim./Ankara Ovası'nda keçiler/kumral, ipekli, uzun
kürklerin pırıldaması./Yağlı, ağır fındığı Giresun'un./Al yanakları mis
gibi kokan Amasya elması,/zeytin/incir/kavun/ve renk renk/salkım salkım
üzümler/ve sonra karasaban/ve sonra kara sığır/ve sonra ileri, güzel,
iyi/her şeyi/hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır,/çalışkan,
namuslu, yiğit insanlarım/yarı aç, yarı tok/yarı esir
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]İstiklal Caddesi
Bağırış, çağırış, aşk ilanları, aşk
kavgaları, koşuşmalar, kaçışmalar, uyanıklar, şaşkınlar, sokak
çalgıcıları, tramvay kovalayanlar, kilise çanları, kitapçılar, kafeler,
barlar, müzik dükkânları, sinemalar, tarih kokulu binalar, sarhoşlar,
seyyarlar, polisler, gösteriler, kalabalıklar, yalnızlar, mutlular,
mutsuzlar... İstiklal'de zamanın akışı, o an yaşadıklarınızdan başka
şeylere konsantre olma olasılığınızı oldukça azaltır. Bu enerjiyi
dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sokak kedi ve köpekleri
Şefkati onlardan öğrendik. Büyüklerimiz,
"Yaklaşma ısırır" dese de başlarını okşamaktan vazgeçmedik.
Yuvarlanmalarını, oynaşmalarını, yalanmalarını kıskandık. Trafikle
yaşamayı, çöp kovalamayı, restoran müşterilerine şirinlik yapıp yemek
kapmayı onlar istemedi. Çetin sokakların, sıkıcı mahallelerin muhteşem
renklerine sahip çıkacağız.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tarkan...
"Kıl Oldum Abi" şarkısıyla kimileri onu
sevmemiş, kimileri de yeşil gözlerine meftun olmuştu. Sezen Aksu'nun
desteğiyle çıkan ikinci albümü "Şıkıdım", bir anda genç şarkıcıyı
zirveye yerleştirdi. Yakışıklılığı, güzel sesi, kıvrak dansı, yurtdışı
hayalini gerçekleştirmek için gösterdiği çaba hep takdir edildi. Ama
onu insanların gözünde asıl büyüten, skandallar karşısında gösterdiği
dimdik tavrı oldu. En ağır suçlamalar karşısında bile "Yaptıklarımın
hata olduğunu düşünmüyorum. Bu hayat benim, günahıyla ve sevabıyla..."
deyişi, Tarkan'ı Türk halkının gözünde bambaşka bir yere oturttu.
Bağırış, çağırış, aşk ilanları, aşk
kavgaları, koşuşmalar, kaçışmalar, uyanıklar, şaşkınlar, sokak
çalgıcıları, tramvay kovalayanlar, kilise çanları, kitapçılar, kafeler,
barlar, müzik dükkânları, sinemalar, tarih kokulu binalar, sarhoşlar,
seyyarlar, polisler, gösteriler, kalabalıklar, yalnızlar, mutlular,
mutsuzlar... İstiklal'de zamanın akışı, o an yaşadıklarınızdan başka
şeylere konsantre olma olasılığınızı oldukça azaltır. Bu enerjiyi
dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sokak kedi ve köpekleri
Şefkati onlardan öğrendik. Büyüklerimiz,
"Yaklaşma ısırır" dese de başlarını okşamaktan vazgeçmedik.
Yuvarlanmalarını, oynaşmalarını, yalanmalarını kıskandık. Trafikle
yaşamayı, çöp kovalamayı, restoran müşterilerine şirinlik yapıp yemek
kapmayı onlar istemedi. Çetin sokakların, sıkıcı mahallelerin muhteşem
renklerine sahip çıkacağız.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tarkan...
"Kıl Oldum Abi" şarkısıyla kimileri onu
sevmemiş, kimileri de yeşil gözlerine meftun olmuştu. Sezen Aksu'nun
desteğiyle çıkan ikinci albümü "Şıkıdım", bir anda genç şarkıcıyı
zirveye yerleştirdi. Yakışıklılığı, güzel sesi, kıvrak dansı, yurtdışı
hayalini gerçekleştirmek için gösterdiği çaba hep takdir edildi. Ama
onu insanların gözünde asıl büyüten, skandallar karşısında gösterdiği
dimdik tavrı oldu. En ağır suçlamalar karşısında bile "Yaptıklarımın
hata olduğunu düşünmüyorum. Bu hayat benim, günahıyla ve sevabıyla..."
deyişi, Tarkan'ı Türk halkının gözünde bambaşka bir yere oturttu.
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sarı tabelalar
İnsana, bir ömrüm daha olsa... Yok yok, bir fazlası bile yetmez...
Birkaç ömrüm olsa... Beni asıl hedefime ulaştıran ana yoldan sapsam...
Şu sarının vaat ettiklerine uzansam... Eski hayatlara ilişsem.
Zenginleşsem... Hayal kursam... Öğrensem... Tekrar kapayınca arabamın
kapısını derin bir oh çeksem... Toprağa daha farklı baksam..." dedirten
sarı tabelalar, bitmek bilmez bu ülkede. Rize'de, Mardin'de, Ankara'da,
Ege'de, güneyde... Sınırsızca karşımıza çıkar... Binlerce yıldır mesela
Amasya'da bir kral mezarını işaret eder, ya da dünyanın en eski
mumyalanmış askerini... Çok hikâyeleri saklar...__________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Milli Takım
O altın golün üzerinden 5 yıl geçmiş... İlhan Mansız'ın Senegal'e
attığı o gol, ezilmişliğimizi bir fiskede savurdu ve bizi dünya
üçüncülüğüne taşıdı. O gün yeni bir devir başladı. Kendimizle barıştık.
Biz de Niko'dan Can'a, Lefter'den Metin Oktay'a bu formayı ıslatan
herkese teşekkür edelim dedik.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Bodrum
"Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin sanma ki sen geldiğin gibi
gideceksin Senden öncekiler de böyleydiler akıllarını hep Bodrum'da
bırakıp gittiler" Cevat Şakir Kabaağaçlı / Halikarnas Balıkçısı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Boğaziçi
Kokusu, vapurları, martıları, köprüleri,
yalıları... "Mehtabı hoş, güneşi hoş, gülü hoş Boğaziçi... "Herkesi
eder sarhoş" diye şarkısı bile vardır. İçinden deniz geçen şehir, ya da
kenarlarında şehir olan deniz... Erguvanları, gülleri, aşklarıyla
Boğaz, bu ülkenin en büyülü yeridir...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Mardin
Müslüman'ından Süryani'sine, Yakubi'sinden Yezidi'sine farklı
mezheplerin yıllardır bir arada yaşadığı, Mezopotamya ile Anadolu
arasındaki köprü
Mardin. Onu özel yapan ise, hem başta saydıklarımız hem de binlerce
yıllık tarihi taş evleri, hanları, medreseleri, cami ve kiliseleriyle
açık hava müzesi oluşu. Zaten yalnızca biz değil, kenti "Dünya Mirası
Listesi"ne alan UNESCO da böyle düşünüyor.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şarap
Ne Kaliforniya, ne Fransa bağları... Mağrur olmasınlar... "Hep bir
halli Turhallıyız/ Biz bize benzeriz/ Yüz bin kerre tövbe eder/ Gene
şarap içeriz..." Hangi dilde var? Kapadokya'dan Tokat'a, Midyat'tan
Akhisar'a bağlar ve bağbanlar... Hem çok şehirli, hem her yerli...
Rafine beylere, utangaç hanımlara...
Sarı tabelalar
İnsana, bir ömrüm daha olsa... Yok yok, bir fazlası bile yetmez...
Birkaç ömrüm olsa... Beni asıl hedefime ulaştıran ana yoldan sapsam...
Şu sarının vaat ettiklerine uzansam... Eski hayatlara ilişsem.
Zenginleşsem... Hayal kursam... Öğrensem... Tekrar kapayınca arabamın
kapısını derin bir oh çeksem... Toprağa daha farklı baksam..." dedirten
sarı tabelalar, bitmek bilmez bu ülkede. Rize'de, Mardin'de, Ankara'da,
Ege'de, güneyde... Sınırsızca karşımıza çıkar... Binlerce yıldır mesela
Amasya'da bir kral mezarını işaret eder, ya da dünyanın en eski
mumyalanmış askerini... Çok hikâyeleri saklar...__________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Milli Takım
O altın golün üzerinden 5 yıl geçmiş... İlhan Mansız'ın Senegal'e
attığı o gol, ezilmişliğimizi bir fiskede savurdu ve bizi dünya
üçüncülüğüne taşıdı. O gün yeni bir devir başladı. Kendimizle barıştık.
Biz de Niko'dan Can'a, Lefter'den Metin Oktay'a bu formayı ıslatan
herkese teşekkür edelim dedik.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Bodrum
"Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin sanma ki sen geldiğin gibi
gideceksin Senden öncekiler de böyleydiler akıllarını hep Bodrum'da
bırakıp gittiler" Cevat Şakir Kabaağaçlı / Halikarnas Balıkçısı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Boğaziçi
Kokusu, vapurları, martıları, köprüleri,
yalıları... "Mehtabı hoş, güneşi hoş, gülü hoş Boğaziçi... "Herkesi
eder sarhoş" diye şarkısı bile vardır. İçinden deniz geçen şehir, ya da
kenarlarında şehir olan deniz... Erguvanları, gülleri, aşklarıyla
Boğaz, bu ülkenin en büyülü yeridir...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Mardin
Müslüman'ından Süryani'sine, Yakubi'sinden Yezidi'sine farklı
mezheplerin yıllardır bir arada yaşadığı, Mezopotamya ile Anadolu
arasındaki köprü
Mardin. Onu özel yapan ise, hem başta saydıklarımız hem de binlerce
yıllık tarihi taş evleri, hanları, medreseleri, cami ve kiliseleriyle
açık hava müzesi oluşu. Zaten yalnızca biz değil, kenti "Dünya Mirası
Listesi"ne alan UNESCO da böyle düşünüyor.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şarap
Ne Kaliforniya, ne Fransa bağları... Mağrur olmasınlar... "Hep bir
halli Turhallıyız/ Biz bize benzeriz/ Yüz bin kerre tövbe eder/ Gene
şarap içeriz..." Hangi dilde var? Kapadokya'dan Tokat'a, Midyat'tan
Akhisar'a bağlar ve bağbanlar... Hem çok şehirli, hem her yerli...
Rafine beylere, utangaç hanımlara...
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Sezen Aksu
Geçen yaz, Türkiye'de yayın yapmaya hazırlanan bir yabancı kanal,
"Sezen Aksu çalamayız" diyecek oldu da, memleket ayaklandı. Harici tüm
müzik istasyonları ve Türkçe televizyonlar bir anda Sezen'in
şarkılarıyla çınlattı ortalığı. Bu sevgi uğultusu karşısında dili
tutulan kanalın geri adımları birbirine dolandı. Dünyada kaç şarkıcı
böylesi bir yanıta mazhar olabilir? Yıllar önce kaybettiğimiz Ümmü
Gülsüm gibi; ninni de söylese, undergrounda da girse, önünü ilikleyerek
dinlemiştir onu bu halk. Herhangi bir şarkısıyla anısı olmayan yok
gibidir. Acının beden, sevincin rehber öğretmenidir. Dersine
devamsızlık yapan görülmemiştir.
Mizah dergileri
Makro Paşa, Merhum Paşa, Malum Paşa, Akbaba'yla başlayan Türkiye'nin
muhalif mizah serüveni, Oğuz Aral'ın Türk halkına güzelliği Gırgır'la
sürdü. Aral, Türk mizah dergiciliğini sokaktan topladığı yeteneklerle
tekrar sokağa saldı, mizahı Türkiye'de yeniden bir mesele yaptı.
Rivayet odur ki, ölmez eseri Gırgır'ın piyasaya sürüldüğü cuma günleri,
tüm İstanbul derginin renklerine bürünürmüş. Bir zamanlar haftalık
yarım milyon tirajı bulan bu dergi, hayattayken Mikrop ve Limon'un
tahkimiyle; sonrasında Leman'ın yaşattığı anısıyla literatürü tayin
etmiştir. Bugünse minimalist mizahıyla Penguen ve yeni parıldamaya
başlayan Fermuar da siyasi iktidarın adım atamayacağı sanat kuleleri
haline geldi.
__________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Karadeniz yaylaları
Muhteşem bir manzara, temiz hava ve sevecen espri dolu insanlar. İşte
Karadeniz yaylalarının vazgeçilmezleri... Karadenizliler sıcakların
başlamasıyla, sahilleri terk eder, yaylaya çıkar, tulum çalar, türkü
söyler, horon teper...
Büyük mutluluktur, bulutların üstünden aşağıya bakmak...
Yağmur, sis, bulut yakışır Karadeniz yaylarına, ayrı bir güzellik
katar... En ünlüleri Ordu'nun Çambaşı, Giresun'un Sis Dağı, Trabzon'un
Uzungöl, Rize'nin Ayder, Artvin'in Kafkasör yaylasıdır.
Ama Karadeniz'de neredeyse her ilçenin bir yaylası, her yaylanın ayrı
bir şenliği vardır. Hepsi birbirinden güzel ve eğlencelidir...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Futbol geyiği
Bir kere yönetim bu işi bilmez... Eğer o da teknik direktörse!.. Yanlış
yerde oynatıyor adamı!.. Türkiye'de her on kişiden on ikisinin sinemacı
olduğunu söyleyen Aziz Nesin bilememiş bu durumu, memlekette her on
kişiden yüz kişi teknik direktördür... Sınıf ayrımından, mide
krampından, eğitimdeki eşitsizlikten, dil yaresinden, pabuç pahasından,
küresel ısınma belasından... Can kurtarır yani... Hafifletir... Kendini
önemli hissettirir... Kaldığı yerden devam ettirir... Ayni cümleler bu
kadar mı çekici gelir? Eşsizdir... Burun kıvıranlara ise cevabımız net:
Bırakın bu işleri, devlet su işleri...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Ankara'da dostluk
Kravatları ve gömlekleriyle aslında bir memur kentidir Ankara. Bu
kimilerine tekdüze gelir; ama onlar, Ankara'nın dostluklarını
bilmeyenlerdir. Bürokratik kimliğine tezat, sıcacık bağlar vardır
insanlar arasında. Ufak tefek şeyleri geçin, bir ömrü paylaşır onlar.
Ankaralı olup da Ankara'da olamayan, en çok dostlarını özler.
İşkembe/Kokoreç
Gün aydınlanıp da bitmeyince muhabbet, işkembecide alırız soluğu... Bol
sarımsak, bol acı, sirke ve muhabbet... Şirden, damardan tuzlama... Bir
de şu sakatat familyasından kokoreç var tabii. Sokak aralarında bize
göz kırpan büyük lezzet. AB yolunda vermeyeceğimiz tek ödün!
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]İstanbul Modern
Genelde sevilmez liman semtleri; üstelik kültürel elite dair bir iz de
görülmez liman semtlerinde. Ama biz Türkler, elitin de her türlüsünü
liman semtine bulaştırmayı başarmışızdır ki bunu müsebbibi İstanbul
Modern'dir. İstanbul Modern, 2004'te İstanbul Karaköy Limanı 4 No'lu
Antrepo'da açılmış bir modern sanatlar müzesidir. Bir yandan da Aya
İrini'yle 1868'de başlayan Türk müzecilik serüveninin zirvesidir.
Cem Yılmaz
Cem Yılmaz, Türkiye'nin neşesidir. Allah onu bu milletin başından eksik etmesin.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Türk girişimcisi
Vapurlarda, tren istasyonlarında, otobüs garlarında Türk pazarlaması ve
reklamcılığının tohumları atıldı. Bir de her sokağın köşesinde şaşırttı
bizi Türk girişimcisi, "Nasıl bu kadar ucuz olur?" diye. Pazarlarda
"ikizlere takke" (sutyen) diyerek güldürdü bizi. En ıssız en kervan
geçmez yol kenarında, bal ve yemiş satarak cesaretini kanıtladı. İç
Anadolu'daki yol kenarında ya da Los Angeles'ta sunset strip'te
"Mavi"nin billboard'unu gördüğümüzde anlarsınız işte: "Çok güzel
oluyoruz!"
__________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]İstanbul'un kuleleri
Bizim için en yüksek bina 1980'ler ortasında gösterilen "Kartallar
Yüksek Uçar" dizisindeki Karayolları'nın 12 katlı binasıydı. İstanbul
Zincirlikuyu'da yükselen bu bina, artık Levent-Maslak hattında yer alan
gökdelenler içinde ufacık kalıyor. Hızla "modernleşmeye" başladığımız,
1990'ların ortasından beri, sıra sıra onlarca gökdelen yükseldi
İstanbul semalarına. Yeni gökdelenler, yeni alışveriş merkezleri ve
bütün bunlar yeni insanlar yarattı. Belki de Türkiye'nin son 20 yılda
geçirdiği değişimi, ekonomik büyümeyi görmek için istatistiklerdeki
renkli grafiklere değil, şehrin modern mahallesi Levent'teki
gökdelenlerin yüksekliğine bakmamız gerekiyor.
__________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Diziler
"Perihan Abla"nın Kuzguncuk'taki küçük hayatında; Çengelköy'ün "Süper
Baba"sında; "İkinci Bahar"ın "aşkın yaşı olmaz" duygusunda; "Asmalı
Konak"ın hayallerinde; "Hırsız Polis"in imkânsız aşkında, bizi
televizyon başına geçiren "insani" bir şeyler vardı. Hikâye ne olursa
olsun, merkezinde hep sevgi vardı. Ve iyiler hep kazandı...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.][Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
_________________
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Tempo'ya karşı
Maç günleri Beşiktaş Çarşı için şenlik günüdür. Dillerde eski yeni
tezahüratlar. Akar İnönü'ye coşkulu kalabalık. Pankartları ise gündeme
kayıtsız kalmaz: Kah ırkçılığa karşı "Hepimiz Et'oyuz" kah gelecek için
"Çarşı nükleer sanrale karşı" derler. Her ne kadar erkek adam renkli
takım takım tutmaz deseler de, futbol kültürümüze büyük renk katarlar.
F.Bahçe-G.Saray derbisi onların Türkiye'yi sevmesi için bir neden
değildir. Yani Çarşı, Tempo'nun 44. maddesine de karşı.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Çay simit
Taşfırından yeni çıkmış, meşe odunuyla pişirilmiş, buharıyla elimizi,
ağzımızı yakan simitlerin yanında semaverlerde demlenmiş kıpkırmızı bir
çayı reddeden muhtemelen Türk değildir. Bir yerlerde çay demliyse,
yakınından mutlaka bir de simitçi geçiyordur. Eğer geçmiyorsa, orası da
Türkiye değildir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şehir hatları vapuru
Bir İzmir ve İstanbul ayrıcalığı... İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin,
yeni modeline tek başına karar vermekten ürktüğü... Katılımcı
hemşerilerin çokluğuna bakan bir yabancının "Ne aktif bir halk...
Seçimler böyle demek..." yanılgısına düşeceği narin kuğular onlar...
Gelin gibi süzülürler... Kordon Boyu'ndan Karşıyaka'ya geçerken, karaya
kurumla bakarlar... Güzel İzmir artık kendileridir çünkü... Adalara,
Modalara, Kavaklara, Fenerlere götürürler... Elli yaşını aşmış koca
bebekleri hâlâ heyecanlandırarak... "Taa uzaktan bak bak Paşabahçe...
Bu da Fenerbahçe..." dedirtir, soylu burunlarından tanınırlar... Oyun
gibidir yolculuk, çay, tarak ve toka satışları... Düdüklerini kıskanan
martılar korosu eşliğinde, hep güzel yerlere götürürler...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Mevlânâ
"Sevgide güneş gibi ol, / dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, /
hataları örtmede gece gibi ol, / tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü
gibi ol, / her ne olursan ol, / ya olduğun gibi görün, ya göründüğün
gibi ol..."
2007 yılı UNESCO tarafından Mevlânâ yılı olarak kabul edildi.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kenterler
Devlet himayesine sığınmadan, özgür tiyatro yapabilme adına; önüne
çıkan tüm engellere rağmen, bir Türk kadın oyuncunun sanatına duyduğu
aşkla günümüze kadar direnen yegâne tiyatro olduğu için... Kenterler
bir okul ve ekoldür. Cumhuriyet'in sanata bakan çağda
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Tempo'ya karşı
Maç günleri Beşiktaş Çarşı için şenlik günüdür. Dillerde eski yeni
tezahüratlar. Akar İnönü'ye coşkulu kalabalık. Pankartları ise gündeme
kayıtsız kalmaz: Kah ırkçılığa karşı "Hepimiz Et'oyuz" kah gelecek için
"Çarşı nükleer sanrale karşı" derler. Her ne kadar erkek adam renkli
takım takım tutmaz deseler de, futbol kültürümüze büyük renk katarlar.
F.Bahçe-G.Saray derbisi onların Türkiye'yi sevmesi için bir neden
değildir. Yani Çarşı, Tempo'nun 44. maddesine de karşı.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Çay simit
Taşfırından yeni çıkmış, meşe odunuyla pişirilmiş, buharıyla elimizi,
ağzımızı yakan simitlerin yanında semaverlerde demlenmiş kıpkırmızı bir
çayı reddeden muhtemelen Türk değildir. Bir yerlerde çay demliyse,
yakınından mutlaka bir de simitçi geçiyordur. Eğer geçmiyorsa, orası da
Türkiye değildir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şehir hatları vapuru
Bir İzmir ve İstanbul ayrıcalığı... İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin,
yeni modeline tek başına karar vermekten ürktüğü... Katılımcı
hemşerilerin çokluğuna bakan bir yabancının "Ne aktif bir halk...
Seçimler böyle demek..." yanılgısına düşeceği narin kuğular onlar...
Gelin gibi süzülürler... Kordon Boyu'ndan Karşıyaka'ya geçerken, karaya
kurumla bakarlar... Güzel İzmir artık kendileridir çünkü... Adalara,
Modalara, Kavaklara, Fenerlere götürürler... Elli yaşını aşmış koca
bebekleri hâlâ heyecanlandırarak... "Taa uzaktan bak bak Paşabahçe...
Bu da Fenerbahçe..." dedirtir, soylu burunlarından tanınırlar... Oyun
gibidir yolculuk, çay, tarak ve toka satışları... Düdüklerini kıskanan
martılar korosu eşliğinde, hep güzel yerlere götürürler...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Mevlânâ
"Sevgide güneş gibi ol, / dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, /
hataları örtmede gece gibi ol, / tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü
gibi ol, / her ne olursan ol, / ya olduğun gibi görün, ya göründüğün
gibi ol..."
2007 yılı UNESCO tarafından Mevlânâ yılı olarak kabul edildi.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kenterler
Devlet himayesine sığınmadan, özgür tiyatro yapabilme adına; önüne
çıkan tüm engellere rağmen, bir Türk kadın oyuncunun sanatına duyduğu
aşkla günümüze kadar direnen yegâne tiyatro olduğu için... Kenterler
bir okul ve ekoldür. Cumhuriyet'in sanata bakan çağda
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
******
Onun hakkında uzun uzun yazmaya gerek yok. Yukarıda sıraladığımız
Türkiye'yi sevmek için 49 nedene ve aklımıza gelip de yazamadığımız
daha binlercesine onun sayesinde sahibiz... Her şeyi sana borçluyuz.
******
Onun hakkında uzun uzun yazmaya gerek yok. Yukarıda sıraladığımız
Türkiye'yi sevmek için 49 nedene ve aklımıza gelip de yazamadığımız
daha binlercesine onun sayesinde sahibiz... Her şeyi sana borçluyuz.
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
ya hepsinden önCe TÜRK'üz .. =)) we koNu çok qüzeL OLmuş eLLerine sağLık =))
*-SinéM-*- Yeni Üye
- Rep Puanı : 2
Mesaj Sayısı : 24
Forum Puanı : 46
Geri: Türkiye'yi Sevmek İçin 50 Neden !
önemii yok cnm.
Pis-ConCon- Aktif Üye
- Lakap : kRo*cuk (:
Nerden : Im Not BeLonG AnyWherE?
Rep Puanı : 24
Mesaj Sayısı : 98
Forum Puanı : 355
Similar topics
» Hilary Duff'ı Sevmek İçin 10 Neden..
» Bir Öğrencinin Sınav İçin Yazdıgı O Güzel Şiirler
» Dolmuştan inmek için söylenebilecek müthiş komik sözler...!
» Cs 1.5 ve 1.6 İçin Efsane '' ~Kim '' kullandıgı Confıgler (Başka Yerde Yoq...Siteye Özel)
» Bakmadan Geçme...! Youtube 'ye Giremeyenler İçin Youtube 'ye Direk Giriş
» Bir Öğrencinin Sınav İçin Yazdıgı O Güzel Şiirler
» Dolmuştan inmek için söylenebilecek müthiş komik sözler...!
» Cs 1.5 ve 1.6 İçin Efsane '' ~Kim '' kullandıgı Confıgler (Başka Yerde Yoq...Siteye Özel)
» Bakmadan Geçme...! Youtube 'ye Giremeyenler İçin Youtube 'ye Direk Giriş
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi 25 Eyl. - 15:06 tarafından miss_er
» HIDRELLEZ ŞENLİKLERİ YAPILDI
Cuma 21 Mayıs - 20:15 tarafından [53.5]Fox
» SéLam MiLLéT = ))
Cuma 16 Nis. - 20:59 tarafından wandar
» Demirciler Köyü’nden gelen gurur
C.tesi 10 Nis. - 16:09 tarafından [53.5]Fox
» NSAL Toolbar
C.tesi 20 Mart - 21:12 tarafından [53.5]Fox
» 12 Mart İstiklal Marşımızın Kabul Yıldönümü Etkinlikleri
Cuma 19 Mart - 13:09 tarafından [53.5]Fox
» NECAT SAĞBAŞ I RAHMETLE ANIYORUZ.
Cuma 19 Mart - 13:05 tarafından [53.5]Fox
» Siteye Resim Yüklemek Videolu Anlatım
Paz 7 Mart - 20:46 tarafından [53.5]Fox
» İŞte budur olay
Cuma 12 Şub. - 21:55 tarafından wandar
» 11B Doğum Günü Partisi
Paz 7 Şub. - 19:15 tarafından 11/B's Tikky
» 11B Muhammet GENÇ Kolbastı Show
Paz 7 Şub. - 19:12 tarafından 11/B's Tikky
» Rapidshareden sınırsız beklemeden dosya indirin
Paz 7 Şub. - 19:10 tarafından 11/B's Tikky
» Assassin's Creed
Cuma 5 Şub. - 19:21 tarafından SeVeNsTR ~
» Yemek Tarifleri (Erkeklerden) :))
Perş. 4 Şub. - 18:51 tarafından simqe_213
» Left 4 Dead 2
Perş. 4 Şub. - 17:31 tarafından SeVeNsTR ~
» PROTOTYPE
Perş. 4 Şub. - 17:28 tarafından SeVeNsTR ~
» Call Of Duty World At War Multiplayer Oynamak İsteyen Buraya
Çarş. 3 Şub. - 11:44 tarafından [53.5]Fox
» Last Pass 1.64 free Son Hatırlayacağınız Şifre
Cuma 29 Ocak - 16:11 tarafından [53.5]Fox
» avast! Free Antivirus 5.0.377
Cuma 29 Ocak - 16:05 tarafından [53.5]Fox
» Mozilla Firefox 3.6
Cuma 29 Ocak - 16:01 tarafından [53.5]Fox